Posts Tagged ‘cinsel birleşim’

Cinsel ilişkinin yararları

05 Şub 2009

Cinsel ilişkinin yararları

Cinsellik beyinde endorfin üretimini arttırır. Bu kimyasal molekül, dopamin ve serotininle birlikte zevk hormonları olarak sakinlik verir tatmin hisleri yaratır. cinsel ilişki keyif maddesidir; Endorfin, serotonin ve dopamin coşku yaratır.

Beş duyu organı, okşanmakla, yemekle, içkiyle uyarıldığında bu duyular doğrudan beyne ulaşır. cinsel ilişki acıları azaltır; Cinsel tatmin acı eşiğini yükseltir.

Bu da endorfinin etkilerinden biridir. Cinsel ilişkinin gevşetici etkisi, kas çekilmelerinde meydana gelen acıları da hafifletir. cinsel ilişki kasları gevşetir; okşanmaların yarattığı mekanik etkiyle, haz alınan uyarılmalar vücuda yayılır. Derideki hassas alıcılardan uyarılar iliklere ve beyne taşınır. Beyinden gelen emirle kaslar gevşer.

cinsel ilişki kan dolaşımını arttırır; Cinsel uyarılma sırasında kan akışı cinsel organlarda yoğunlaşır, bir miktar da bütün vücuda yayılır. Arterler önce gerilip zevk anında gevşer. cinsel ilişki kalbi çalıştırır; Cinsel uyarının en yüksek noktasında kalp atışı dakikada 110-180 e çıkar.

Ancak bu etki, seksin sporun yerini dolduracağı anlamına gelmez. Çünkü cinsel ilişki kısa sürelidir. cinsel ilişki daha formda hissetirir; Sevişme sırasında harcanan kalorinin zayıflatıcı etkisi vardır. 20 dakikalık bir ilişkide 200 kalori kaybedilir. bu yarım saat tenis oynamakla eşdeğerdir.

cinsellik adeti düzenler; Düzgün bir cinsel hayat hormonal dengeyi korur ve adetin düzenli olmasını sağlar. Düzenli orgazm yaşayan kadınlar kanlarındaki endorfin miktarından dolayı düzenli ve ağrısız adet görürler.

cinsellik olumlu düşünmeyi sağlar : Orgazm sonucu serbest kalan enerji, olumsuz düşüncelerin ve takıntıların oluşmasını önleyip olaylara olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmayı sağlar.

cinsellik bağırsakları çalıştırır : Cinsel ilişki sırasında karın kaslarının kasılması, derinlere kadar etkisini gösteren bir masaj gibidir. Bunun bağırsaklar üzerinde laksatif etkisi olur.

Cinsellik ile ilgili diğer bir araştırma : Depresyon riski daha az: Bir araştırma sonucunda, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmayan kadınların depresyon geçirme riski, diğerlerine göre daha düşük çıktı.

Prezervatif kullanan kadınlarda ise depresyon geçirme riski yüksek çıktı. Bilim adamları, spermlerle birlikte, testosteron ve östrojen hormonlarının da dışarıya atıldığını, bu birleşimin, boşalma sonrasında kadının kanına karıştığını tespit ettiler.

Bilim adamları cinselliğin insan sağlığı üzerindeki etkisini araştırıyor. Denekler üzerinde yapılan incelemede sevişmenin özellikle erkeklerde kalp krizi riskini azalttığı ortaya çıktı.

Orgazm nedir

05 Şub 2009

Orgazm nedir

Kadın için de erkek için de, cinsel yanıt döngüsü, istek-uyarılma-orgazm sırasını izler. Cinsel istek duyarak, herhangi bir cinsel etkinliğe giriştiğimizde, cinsel uyarılma olur. Bu aşamada bedenimizde fizyolojik değişiklikler olur, her iki cinste de cinsel organların duruşunda değişiklik olur ve bu bölgeye kan dolar, bunu erkekte penisin sertleşmesi olarak görürüz, kadında da meme başlarında ve klitoriste hafif sertleşme oluşabilir, renk değişiklikleri ve vajinada ıslanma olur. Gene uyarılma aşamasından başlayarak, bedenimizde kalp atım hızı artması, solunum hızlanması gibi genel fizyolojik değişiklikler de olur. Uyarılma düzeyi yükseldiğinde orgazm oluşur. Fizyolojik olarak orgazm, her iki cinste de, saniyeler içinde cinsel organlarda oluşan ritmik kasılmalar ve buna eşlik eden hoş duyumlar olarak tanımlanabilir.

Erkekte cinsel organların kasılması sırasında erkek üreme hücrelerini taşıyan meni dediğimiz beyaz bir sıvı dışarı atılır. Kadında orgazmik kasılmalara eşlik eden bir sıvı çıkışı yoktur. Elbette bütün bu fizyolojik tanımlamalar, orgazm yaşantısını anlamak için yeterli değildir. Orgazmı yaşamamış birine tarif etmek çok da mümkün değildir. Ama herkes orgazm olduğunda bunun ne olduğunu anlayabilir. ‘Orgazm olup olmadığıma emin değilim’ diyenlerin çoğu, yüksek uyarılma düzeylerine çıkıyor ama orgazm olmuyordur. Ya da orgazmı gözünde olduğundan fazla büyüttüğü için, saniyeler süren orgazm yaşantısını yeterli bulmuyordur. Son on yıl içinde, orgazm konusunda çok şey konuşuldu, bunların birçok yararı yanında orgazmın fazla abartılması gibi bir zararı da oldu. Orgazm, insan cinsel yanıtının son aşaması olmakla beraber, ne cinselliğin tek keyfidir, ne de cinsel etkinliğin tek hedefidir. Cinsel hazlarımız içinde önemli bir yeri vardır, ama tek haz değildir. Her cinsel etkinlik sürecinde birçok haz yaşarız, bunların birçoğu orgazm anından daha uzun sürelidir. Sadece orgazmı hedefleyerek sevişmek, alınabilecek hazları azaltır. Doyumlu bir sevişmenin mutlaka orgazmla sonlanması da gerekmez. Başka bir deyişle orgazm olup olmamak, tek başına cinsel doyumu belirlemez.

Erken Boşalma

05 Şub 2009

Erken Boşalma

Erkekte cinsel güçsüzlüğün belirtileri penisin sertleşmemesi, yarım sertleşmesi, sertleşmenin çabuk sönmesi, erken boşalma, hiç boşalamama veya orgazm olunmamasıdır.
Bu sorun irdelenirken “cinsel açıdan güçsüz kalma korkusu” ile gerçek cinsel güçsüzlüğün birbirinden ayrılması gerekir. Gerçek güçsüzlük uygun eş, uygun zaman ve uygun yer olduğu halde bile ortaya çıkan cinsel işlev bozukluğudur. Bu işlev bozukluğunun ana nedenleri şöyle özetlenebilir:

1- Organik nedenler
2- Ruhsal bozukluklar.

3- Cinsel kimlik duygusundaki gelişimsel kusurlar.

Eskiden peniste sertleşme azlığı neredeyse tamamen ruhsal kökenli bir sorun olarak kabul edilirdi. Ancak son araştırmalar organik bozuklukların payının % 30-40’a kadar çıktığını bildirmektedir.

Organ kusurunun en iyi tanısı uyku laboratuvarında REM uykusu döneminde penis sertleşmesinin olup olmadığı ile konur. Erkeklerde penis uykuda sık sık sertleşir ve söner. Uykuda, masturbasyon sırasında veya cinsel uyarılmayla penis sertleşmesinin hiç olmadığı bildiriliyorsa organ kusurundan şüphelenilir.

Cinsel İşlev Kusurlarında Tedavi Yaklaşımı
1-Öncelikle kişide başka bir ruhsal sorun, organik bozukluk, ilaç, alkol ya da başka maddelere bağımlılığın olup olmadığı araştırılır.

2-Kişinin cinsel eşi ile uyumlu olmadığı durumlarda sorun bir cinsel konu sayılmaz.Cinsel ilişkide eşlerin istekli ve hazır olmaları,aralarında yakınlık,sevgi ve sıcaklık duyguları yanısıra cinsel yönde birbirlerini çekici bulmaları gerekir. Böyle ruhsal bir ortamda fiziksel ortamında uygun olması sağlanmalıdır.

3-Uzmanlarla konuşurken sorunları olabildiğince açık konuşarak anlatmak gerekir.

4-Cinsel uyum sorunları genellikle kişisel, çevresel ve toplumsal özelliklere bağımlıdır. Bunlar değerlendirilmeli ve yanlış algılanmalar değiştirilmelidir.

5-Cinsel tedavi (Sex Therapy) cinsel işlev bozukluklarını hedef alan koşullanma ve öğrenme ilkelerini kullanan davranışsal tedavi türüdür. Cinsel işlev bozukluğunun temelinde yanlış koşullanmalar ve pekiştirmeler yatar. Ve bu yanlış koşullandırmaları ve öğrenmeyi silip yerine uyumsal olanları öğretmek gerekir. Bu öğrenme süreci kolaydan zora, düşük güçte uyarıcıdan daha güçlü uyarıcıyca olmak üzere korku ve bunaltı yaratan uyarıcılar karşısında sistematik gevşeme ve duyarsızlaştırma tekniklerini içerir.

Çiftlerin hem kendilerini hem de birbirlerinin bedenini iyice tanımaları, dokunabilmeleri, uyarılma noktalarını, haz duyma, orgazma ulaşma hareketlerini tanımaları ve birbirlerini uyarabilmeyi öğrenmeleri önemlidir.

6-En önemli nokta ise cinsel işlevlerde herhangi bir problem hisseden kişilerin mutlak bir uzmana başvurmaları gereklidir. Her problem kendi içinde özeldir. Ve hiçbiri birbirine benzemez. Bunlar değişebilir ve problemler çözülebilir. Bu işin uzmanı olan psikiyatrisler, psikologlar, seks terapistleridir. Bu konuda duyarlı olup cesaretle problemin üstüne gidilmelidir.

Evlilikte ilk gece

05 Şub 2009

Evlilikte ilk gece

Evlilik, kadının ve erkeğin beraber yaşamak üzere karşılıklı anlaşma ile oluşturdukları sosyal bir kurumdur. Bu kurum sevgiyi, saygıyı, cinselliği, mutluluğu ve üzüntüyü dahi paylaşmayı içerir. Evlilik kadının ve erkeğin sahip olduğu temel haklardan bir tanesidir.

Evliliğin toplum tarafından kabul görmesi içinde yasalar çerçevesinde onaylanması gerekir.

Gelenek ve göreneklerde evliliğin oluşmasını ve yapısını etkilemektedir. Kadının ve erkeğin sosyal yaşamdaki rolleri daha doğar doğmaz yetiştirilme tarzları ile başlar. Bu roller toplumsal ve kültürel farklara göre bazı değişikliklere uğrasalar da temelde aynı esaslardadırlar.

Kadının yapısı itibarı ile daha duygusal olması kolay incinip kolay sevinmesi hormonları ile ilgili olup bu onun annelik yapabilmesi için gereklidir. Kadın adet gördüğü zaman veya gebe kaldığı zaman veya doğum yaptıktan sonra fiziksel olarak eskisine nazaran daha güçsüz düşer. Bunun sonucunda da erkek koruyucu ve kollayıcı olmak zorundadır.

Bir kadının bir erkeğin nasıl düşündüğünü veya bir erkeğin bir kadının niçin farklı davrandığını anlamasına imkan yoktur. Çünkü farklı hormonlar etkisi altında olunca karşı cinsin bilemediği ve anlayamadığı duygular gelişir. Mesela kadınlar erkeklerin niçin seks isteklerini kontrol edemediklerini ve devamlı seks istediklerini (daha doğrusu duygusuzca seks yapabilmelerini) pek anlayamazlar.

Kısaca açıklayacak olursak erkeklerde devamlı sperm (meni) üretimi vardır ve bunun depolandığı kesenin kapasitesi eğer hiç boşalma olmazsa yaklaşık dördüncü günden sonra dolar ve sanki idrar torbanız dolduğunda nasıl işeme arzusu duyuyorsanız ve bu ilerledikçe rahatsızlık yaratıyorsa, erkekte eğer boşalmadığı süre dört gün veya daha fazla olursa devamlı kontrolsüzce seks arzusu duyacak sonuçta belki de saldırganlaşacak ve hatta istenmeyen olaylarla karşılaşılacaktır.

Bazen ise doğanın bir savunma sistemi olarak ilişki kuramayan veya masturbasyon yapamayan erkek uykusunda boşalacaktır. Bu gerçeği göz önüne alarak hanımlarımızın eşlerine olan yaklaşımlarına daha iyi değerlendirmelerini istiyoruz ve aralarında olabilecek bazı problemleri cinsellikten uzak durarak onları istedikleri şekilde yönlendirebileceklerini düşünürlerse en yanlış şeyi yapmış olacaklardır.

Erkeklerde kadınları oldukları gibi kabul etmeli ,onların yaşam tarzlarına ve duygusallıklarına saygı göstermelidirler, çünkü bu kadının doğasının bir gereğidir ve duygusal olmayan bir kadın ne erkeğini mutlu edebilir ne de iyi bir anne olabilir. O zaman karşılıklı sevgi ve saygı ,birbirinin isteklerini anlama ve destekleme evliliğin temel şartlarındadır. Farklı iki cinsin arasındaki diğer insanlardan farklı olan iletişim cinselliktir ve özel olmalıdır.

Evlilikte iki farklı cins arasında geliştiği için en önemli iletişim aracı, paylaşım cinselliktir. Uyumlu bir cinsellik her iki tarafında olaylara bakış açısını yumuşatacak ve töleransın artmasına sebep olacaktır. Cinsellik eşler arasında bir iletişim biçimi olup birbirlerine karşı olan duygularının sözle ve bedenle ifadesidir. Birçok kişi için özellikle kadınlar için evlilik cinselliğin başlangıcıdır.

Kişiler o güne kadar toplumdaki cinsiyet rollerini öğrenmişlerdir. Ama bu konuda konuşmak değer yargıları ve ön yargılar tarafından zorlaştırılmıştır. Birbirleri ile konuşmaktan kaygı ve isteklerini dile getirmekte güçlük çekerler. Bunu yok etmek içinde sevgi ,saygı ve anlayışla birbirlerini anlamaya çalışmalıdırlar. Evlilikte sağlıklı bir cinsel yaşantı için kadının ve erkeğin kendi vücudunu ve eşinin vücudunu tanımaya çalışması gerekir.

Karşı tarafın nelerden çekindiğini ve ya nelerden hoşlandığını dikkate almak,rahatsız olduğu şeyleri yapmamak veya bunun kötü bir şey olmadığını izah etmek çok önemlidir. Kadın için cinsellikte en önemli şey kendini güvende hissetmektir hele hele yıllarca bir tabu olarak büyütülmüş olan ilk gece,ilk cinsel ilişki korkusu ve o gece yaşayacakları kadının ilerdeki bütün cinsel hayatını etkiliyebilir.

Kadın kendini güvende hissederse, sevildiğini ve sayıldığını hissederse ancak cinsel istek duymaya başlar . İlk ilişki sırasında her iki tarafta birbirlerinin bedenlerini yeni tanıyacaklarından ve nasıl tepki vereceklerini bilmediklerinden yumuşak ve anlayış ile yaklaşılmalıdır.

Özellikle bekaretini kaybedecek olan hanımlarımız için eşlerinin çok anlayışla yaklaşmaları önemlidir, çünkü kadın o güne kadar hiç bilmediği bir duyguyu yaşayacaktır ve belki de canının çok yanacağını düşünmektedir ama biz erkekler olarak eşimize gerekli güveni verebilirsek, yavaş hareket edeceğimize onun canını acıtmayacağımıza rahatsız olduğu yerde veya acı duyduğu yerde duracağımıza inandırırsak, kadında şüphe ve tereddütlerini atacak ,ilişkiye hazır hale gelecektir.

Kadın sevgiyle ve güvenle cinselliği hissedeceği için cinsel ilişkiye girmeden önce ne kadar uzun süre bir yaklaşım yaşanırsa yani ön sevişme yaşanırsa bu kadını o kadar rahat hale getirecektir. İlk ilişkide yaşayabileceklerinizi anlatmadan önce isterseniz bekaret – kızlık zarı ( hymen ) nedir kısaca açıklayalım.

Kızlık zarı, vajina ( hazne ) girişinde kadınlarımızın adet görünceye kadar ve de cinsel hayatları başlayıncaya kadar vajeni dışardan gelebilecek mikroplardan ve hastalıklardan korumak üzere doğal olarak oluşmuş bir yapıdır. Çok çeşitli tipleri vardır.

Bazı kadınlarımızda hiç olmayabilir, bazılarında yarım olabilir , bazılarında ise halk arasında elastik zar olarak isimlendirilen ve ancak doğumda yırtılabilen türdendir. Elastik zar esasında ortasındaki deliği cinsel ilişkiye mani olmayacak büyüklükte olan bu nedenlede kanamaya neden olmayan zardır.

Zarın kalınlığı da çok değişken olup, bazı hanımlarımızda çok ince yapıda ve erkeğin en ufak hareketi ile yırtılabilen yapıdadır. Bazıları ise daha kalındır ve zor yırtılır. Zor yırtılan zarlarda kanama miktarı fazlaca olabilir ,eğer panik yaratacak veya bedensel rahatsızlık yaratacak boyuttaysalar hemen bir kadın doğum uzmanına başvurularak , kanama durdurtulmalıdır. Bazıları ise ilişkide yırtılmayacak kadar kalın olup bunlar ancak bir hekim tarafından uyuşturularak,acıvermeden açılmaktadır.

Sertleşme ve Cinsel Arzu – Cinsel Sağlık

04 Şub 2009

Penisin sertleşmesi cinsel ilişki için şarttır. Fakat birkaç yıl sonra, sertleşmeyi mutlaka cinsel birleşim isteği izlemez. Bu zaman içinde kadın, penisi nasıl uyarabileceğini öğrenmiştir. Fakat bunu sağladıktan sonra, kadın cinsel ilişkide bulunmakta çok fazla diretir. Yanlış bir düşünceye dayanarak, sertleşmiş penisin cinsel arzuların ifadesi olduğuna inanır.

Okşamalar sertleşmeyi doğurabilir, fakat bu mutlaka birleşim arzusunu oluşturmaz. Özellikle kendiliğinden sertleşmede ilişki isteği yoktur. Çoğu kez, arzuların yeteri kadar kuvvetlenmesi için, uzun süre okşanmak gerekir.

Nasıl yeni evli bir kadın, kocasının sevgi dolu sözleri ve okşamalarıyla uyarılırsa, kadın da bir süre sonra kocasını aynı şekilde heyecanlandırmalıdır. Eğer kocasını birleşime zorlarsa, bu, erkeğe hem ruhsal, hem de bedensel bakımdan zararlı olur.

Erkek insiyatifi kendi arzusuyla ele almadan, kadın, kocasını birleşime zorlamamalıdır. Gerekirse kadın kocasını birleşim için gerekli hareketlere götürmelidir. Gerçek arzu olmadan, erkek eşine sadece penisini verir. Bu durumda sertleşme kaybolmaz. Fakat bu arada erkek de yeteri kadar uyarılmışsa, birleşimde aktif rolü üzerine alacaktır.