Posts Tagged ‘dermatoloji’

İsilik Nedir ?

05 Şub 2009

İsilik Nedir ? – Cilt Hastalıkları

Sıcak havalar hepimizi etkiliyor. En çok da bebekleri. En sık görülen sorunlardan biri de isilik. Bas it ve önemsiz görünse de hem bebekleri hem de anneleri etkiliyor. International Etiler Polikliniği Dermatoloji Uzmanı Dr. Vildan Şengör isilik oluşmaması için alınması gereken önlemleri anlatıyor.

İsilik Nedir?
Dr. Vildan Şengör: İsilik (miliaria) özellikle yaz döneminde sıcağın ve aşırı nemin etkisiyle özellikle vücudun kıvrım bölgelerinde görülen kızarıklık ve kabarcıklarla karakterize döküntülerdir.

İsilik neden oluşur?
Dr. Vildan Şengör: Ter bezlerinin salgılarının deriye boşaldığı yerlerde tıkaçların oluşmasından ve ter salgısının deri altında kalmasından oluşur.

Bebeklerde daha sık görülmesinin sebepleri nelerdir?
Dr. Vildan Şengör: Bebeklerin deri yapısının inceliğinden ve hassasiyetinden kaynaklanan yapısal bir meyil söz konusudur. Bunun üzerine sık yıkanmama, terli kalma, kalın giydirme gibi durumlar eklenirse lezyonlar çok daha kolay meydana gelir.

Önlem alınmazsa tehlikeli bir durum oluşturur mu?

Dr. Vildan Şengör: Kızarıklıkların üzerinde bir süre sonra kaşıntı ve iğnelenme hissi başlar. Bebek, eğer bu alanları kaşırsa enfeksiyon ve kabuklanmalar ortaya çıkabilir.

Aileler tarafından alınması gereken tedbirler nelerdir?
Dr. Vildan Şengör: Bebeğe mutlaka her gün duş aldırılması, ince ve teri çekecek kıyafetler giydirilmesi, buna rağmen şikayetlerde gerileme olmazsa hemen doktora görülmesi gerekir.

Nasıl tanı konur?
Dr. Vildan Şengör: Tanısı, hekim muayenesi ile koyulur. Ayrıca bir laboratuar testine gerek yoktur.

Nasıl bir tedavi izlenir?
Dr. Vildan Şengör: Lezyonların yaygınlığına ve şikayetlerin şiddetine göre serinletici losyonlar, gereğinden antihistaminikli şurup ve kremler kullanılabilir. Tedavinin hekim kontrolünde başlatılması doğru olacaktır.

Günde 80 Tel Saç Dökülür – Saç Dökülmesi

05 Şub 2009

Günde 80 Tel Saç Dökülür – Saç Dökülmesi

İTALYAN Dermatoloji Uzmanı ve Bologna Üniversitesi Dermatoloji Bölümü’nde görev yapan Antonella Tosti, geçtiğimiz günlerde bir seminer vermek üzere İstanbul’daydı. Deri ve Zührevi Hastalıklar Derneği’nin düzenlediği etkinlikte Türk dermatologlara eğitim veren Tosti, seminer öncesinde saç sağlığı konusunda ipuçları verdi.

30 yıldır saç sorunlarıyla uğraşan Tosti’ye göre insanlar saçlarıyla ilgili herhangi bir problem olduğu zaman kime başvuracaklarını bilmiyorlar. Bunun bir dermatolojik sorun olduğunu, mutlaka bir uzmana görünmeleri gerektiğini söylüyor. Tosti’nin en çok karşılaştığı saç sorunu ise erkeklerde kellik. Saç dökülmesinden şikâyetçi olan kadınları da uyarıyor: “Özellikle mevsim dönümlerinde günde 80’e kadar saçın dökülmesi normaldir. Bir telin düşmesinin sebebi, arkasından yenisinin geliyor olmasıdır.

Saçlarınız bundan fazla dökülüyorsa bir uzmana danışabilirsiniz.” Bir diğer önemli sorun ise kepeklenme. Bunun için saçların her gün yıkanması gerekiyor. Ama sık sık şampuan değiştirmek de saçı kötü yönde etkileyebilir. Çünkü Tosti’ye göre yağlanma veya kepeklenme, hayat boyu devam edebiliyor. Ayrıca saçlarının yıpranmasını önlemek isteyenlere saç kremi kullanmaları gerektiğini hatırlatıyor. Böylece hava kirliliğinden veya güneşten az da olsa korunmak mümkün.

Cildiniz Hızlı mı Yaşlanıyor ?

05 Şub 2009

Cildiniz Hızlı mı Yaşlanıyor ? – Cilt Bakımı

Pek çok yöntemle ciltteki yaşlanmayı durdurmak ve genç bir görünüme kavuşmak mümkün…

Ciltteki yaşlanmanın hangi yöntemlerle nasıl durdurulacağını Alman Hastanesi Dermatoloji uzmanlarından Dr. Belma Bayraktar anlattı:
“Derimizin dış dünya ile sınır olmaktan çok daha fazla işlevleri vardır. Derimiz, aynı zamanda vücudumuzun içinde olup bitenleri dışarıya yansıtan ve mesaj ileten bir organımızdır. Sürekli güneşe maruz kalma nedeniyle oluşan ve fotoyaşlanma adı verilen yıpranma orta deride birtakım yapısal değişiklikler meydana getirir.

Ciltte yıpranma meydana gelirken renginde sararma, lekeler, gevşek tonüslar, derin kırışıklıklar ve bağ dokusunda da dejenerasyonlar görülür.

Ayrıca prekanseröz ve kanseröz oluşumlar ise zamanla artar. Bu değişimler güneşten korunmanın ne kadar önemli olduğunu bizlere anlatmaktadır. Deri yaşlanması iki farklı özellik taşımaktadır. İç etkenler ile geçen zamana bağlı olarak gelişen yaşlanma gerçek yaşlanmadır.

Dış ve çevresel etkenlere bağlı yaşlanma ise aktinik veya fotoyaşlanma adı verilen yaşlanmadır. Gerçek yaşlanma genler ile planlanan, doğal, fizyolojik bir durumdur. Fotoyaşlanmayı ise çevresel etkenler hızlandırır ve erkene alır.”

Yaşlanmaya etki eden faktörler:
Beslenme ve diyet: Su, lipit, selenyum, E vitamini, C vitamini, A vitamininin
rolleri tartışılmaz. Alkolün olumsuz etkileri var. Sigara kullanımında ise kan akımı engellenerek cilt yapısında bozulmalar oluyor, kırışıklıklar artıyor. Deride nem oranı azalıyor, dudak ve ağız kanserlerinde artış oluyor. Yara iyileşmesi bozulup çeşitli cilt hastalıklarında artış da oluyor.

Genetik faktörler
Hormonlar: Menopoza giren kadınlarda östrojen eksikliği ile cilt yaşlanmasında artış olur. Benzer durum andropoza giren erkeklerde de gözlenir.

Yaşlanmayı engellemek elinizde
Cildimizdeki yaşlanmanın önüne geçebilmek için gönümüzde pek çok yöntem bulunuyor.

Güneş koruyucuları: Cilt yaşlanmasının önüne geçmek için öncelikle güneşin olumsuz etkilerinden korunmak gerekiyor. Bunun için de güneş koruyucuları öneriliyor. Doktor tavsiyesi ve kontrolüyle A, E vitamini ve östrojen ile kırışıklıklar azaltılabilir. Nemlendirici kullanımı ise deriye gergin ve pürüzsüz bir görünüm sağlar.

Günümüzde bu amaca yönelik olarak satılan çok sayıda kozmetik ürün mevcut. Çok iyi ve pahalı olsalar da her cilt tipinde olumlu sonuç vermeyebilir, hatta bazen istenmeyen reaksiyonlara yol açabilir. Bu yüzden öncelikle test edilmeli.

Makyaj sonrasına dikkat: Cilt yaşlanmasının önüne geçilmesinde makyaj sonrası bakımı da çok önemli. Cilt makyajdan sonra mutlaka çok iyi temizlenmeli, temizleme sütlerinden sonra bile artık kalmaması için su ile durulanmalı. Çünkü yağ salgısı fazla olan ciltlerde örtücü ürünler gözenekleri kapatarak, salgının birikimine neden olabilir. Zamanla bu salgıda mikroorganizmalar gelişmeye başlayabilir. Sivilceli ciltlerde bunları sıkmak ve oynamak, kistlere ve kalıcı izlere neden olabilir.

Nemlendiriciler: Kuru bir ciltte ise nemlendirici kullanmak zorunludur. Cildimiz için dermatoloji uzmanı tarafından yazılan reçetelerde tavsiye edilen ürünleri kullanmak da bir diğer önemli noktadır.

Peeling (cilt soyma): Cilt yaşlanmasının önüne geçen bir diğer uygulama ise halk arasında cilt soyma olarak bilinen peeling. Bu uygulamanın uzun vadede kollajen yapımını artırarak yaşlanma etkilerini giderdiği biliniyor. Bunun yanı sıra ciltteki lekelerin, sivilce ve izlerinin, siyah noktaların, çukur izlerin, ince kırışıklıkların ve kıl dönmelerinin tedavisinde de çok başarılı sonuçlar alınıyor.

Dolgu: Cilt ile uyumlu, test gerektirmeyen, güvenli birtakım dolgu maddeleri kullanarak mevcut kırışıklıklar yok edilebiliyor. Bu yöntemle kırışıklıklar giderilirken dolgun ve biçimli dudaklara da kavuşmak mümkün. Dolgu işlemi ayrıca alt-üst dudak arasında hacimsel dengesizliklerin giderilmesinde de kullanılıyor. Dolgu işlemi ile önceden mevcut çukur yaralanma veya sivilce izlerini de tedavi ediyor.

Botox: Özel bir bakteriden üretilmiş, doğal, saflaştırılmış protein esaslı bir ilaç olan Botox ile mevcut kırışıklıklardan kurtulmak mümkün. Özellikle kaş çatma, alın ve göz çevresi kırışıklıklarında bu uygulamadan mucizevi sonuçlar alınıyor. Bu yöntemle kişinin arzu ettiği oranda kaşlarını kaldırmak da
mümkün.

Botox”un etkisi 3-7 günde başlıyor, 10-15 günde yerleşiyor, ortalama 6 ay kadar da devam ediyor.

Mezoterapi: Cildi besleyici, onarıcı, hücre yapılanmasını sağlayıcı, birtakım ampullerle sağlıklı, gergin ve ışıltılı bir cilt elde edilebiliyor. İşlem ağrısız olup, seanslar hekim ve kişi tarafından belirleniyor.