Posts Tagged ‘hassas ciltler’

Ciltte Yaşlılık Etkileri

10 Şub 2009

Ciltte Yaşlılık Etkileri

Cildimizin kaderinin sadece genlerimize bağlı olmadığını artık hepimiz biliyoruz. Cildin görüntüsü aynı zamanda ona nasıl davrandığımızı da büyük oranda ortaya koyuyor. Yaşam tarzı faktörü yaşlanma sürecinde önemli bir role sahiptir. Özel­likle genç kadınların ciltlerinde görülen erken yaşlanma fazla güneşin, sigaranın ve stresin bir eseridir. Solaryumdan uzak duran, sigara ve alkol bağımlılığı olmayan ve olumsuz dış et­kenlerin cildine zarar vermesini önleyenler, sadece genel sağlı­ğını değil aynı zamanda cildini geleceğini de ellerinde tutuyor demektir.

Güneş ışınlarının cildin doğal düşmanı olması uzun zaman­dır bir sır değil. Gençlik yıllarından itibaren kendini güneşin za­rarlı kollarına teslim edenler ya da solaryuma gitmeyi alışkanlık haline getirenler, 30′lu yaşlarından itibaren cildinin giderek

hassaslaştığının farkına varacaktır. Ancak yine de henüz o ka­dar geç kalmış sayılmazsınız. En azından işlediğiniz geçmiş gü­nahların bir kısmını düzeltme şansına sahipsiniz. Yaşlılığı ge­ciktirici doğru adımlardan biri UV korumalı günlük bakımları asla ihmal etmemektir. Başka bir deyişle koruma faktörü, cildi sadece oluşabilecek yeni zararlardan korumakla kalmaz aynı zamanda geçmişte ortaya çıkmış büyük zararların da hafifle­mesini sağlıyor. Koruma faktörü sayesinde cilt yeni saldırılar­dan kendini korumak için daha az enerji sarf eder. Ayrıca, geç­mişte cilde verilen zararları da tamir etmeye ve kendini yenile­meye gücü vardır. Bakım kremlerinde bulunan E ve C vitamin­leri gibi antioksidanlar ise cildin kendini toparlamasına yar­dımcı olur.

Eğer cildinizdeki sorunlu akne ya da siyah noktalardan şikayetçiyseniz, ergenlik dönemindeki gençler için üretilen güçlü içerikleri bulunan bakım ürünlerini asla kullanmayın. Olgun bir cilt daha az yağlı olduğundan hem tahriş olur hem de doğal nemini kaybedebilir. Olgun ciltler için üretilmiş anti-akne te­mizleme ürünü ve haftada bir kez kullanabileceğiniz yumuşak bir cilt peelingi sizi hızlı bir çözüme götürebilir.

Cildinizin ek bir nemlendirilmeye ihtiyaç duymadığını dü­şünseniz de her zaman mutlaka bir nemlendirici kullanın. Özellikle geceleri cildinizin gerekli besin maddelerini almasına dikkat etmeniz gerekiyor. Gün içinde cildiniz olumsuz dış et­kenlerle savaşmak zorunda olduğundan ancak kendine gecele­ri zaman ayırabilir. Gece boyunca süren dinlenme sırasında be­sinleri alma süreci de daha hızlı gerçekleşmektedir. Bu yüzden gece kremi satın alırken retinol ya da AHA (alfa hidroksi asit) içeriyor olmalarına dikkat edin. Kesin bir sonuç içinse gece kre­mini nemli cilde uygulayın. Bu sayede cildin kremi emmesi ko­laylaşacaktır.

Vitaminlerin Cilt İçin Önemi

10 Şub 2009

Vitaminlerin Cilt İçin Önemi

A vitamini
Kozmetik bilimciler rafine bir çalışma­nın sonunda A vitaminli kremleri daha etkili hale ge­tirmeyi başardılar. Etkileri için ise çeşitli çalışmalar devam edi­yor. A vitamini yorgun cilt hücrelerini harekete geçiriyor ve ye­niden düzenli olarak dağılmalarını sağlıyor.
Böylelikle alttan genç hücreler çoğalıyor ve cildin üst taba­kasının bağışıklığını yeniden artırıyor, ten pürüzsüz bir görü­nüm alıyor, genişlemiş kılcal damarlar durduruluyor ve pig­ment lekelerinin renklerinin açılması sağlanıyor.
A vitaminli kremler sadece olgun ve kuru ciltler için değil ay­nı zamanda karma ve yağlı ciltlerde de etkili oluyor. Tıkalı gö­zenekleri açıyor ve cilt yüzeyini güzelleştiriyor. A vitamini etki­si cildin derin tabakalarına dek inebildiği için etkisini kısa süre­li kullanımın sonunda görmek mümkün olabiliyor.

C Vitamini
C vitamini cildin kollajen üretimini harekete geçiriyor, böy­lelikle cilt yüzeyindeki yaralar da çabuk iyileşebiliyor. Cildin bağ dokusunda taze kollajen üretimi de cildin daha genç bir gö­rünüm kazanmasına neden oluyor.
Bu durumda erken yaşlanma belirtilerinin de durması hatta sınırlandırılması gerekiyor. Ayrıca C vitamini kesin etkili bir serbest radikal avcısı. Cildi fazla güneş, sigara dumanı ya da olumsuz dış etkenlerden oluşan oksijen radikallerinin saldırıla­rından koruyor. C vitaminini en iyi şekilde almanın bir yolu da vitamin kremlerinin yanı sıra cildi vitamin zengini sebze ve meyvelerle desteklemekten geçiyor.

E Vitamini
E vitamini, gerçek bir serbest radikal avcısı olarak algılanıyor ve kremlerin içinde cildi dışarıdaki serbest radikallerden koru­yor. Ve tabii ki erken yaşlanmadan… Serbest radikaller, normal oksijen alışverişleri sırasında oluşuyor. Hatta yaşlandıkça üreti­mi artıyor.
Araştırmalar, serbest radikallerin 40 yaşından itibaren üre­timlerinin doruk noktaya ulaştıklarını gösteriyor, her 10. Yaş dönümünde de neredeyse bu artış neredeyse iki katına çıkıyor. Tabii bu artışta etkili olan başka nedenler de bulunuyor; içtiği­miz sigara, soluduğumuz zehirli gazlar, aldığımız alkol ya da gü­neşte fazla kalmak da hayatımızdaki olumsuzluklar arasında sa­yılıyor. Sonuçta serbest radikaller sağlıklı cilde veya bağ dokusu hücrelerine zarar veriyor.

E vitamininin olumlu yanları oldukça fazla. Örneğin, ciltte oldukça iyi bir nemlendirici, hatta kuruluktan dolayı oluşabilecek ince kırışıklıkları bile önlüyor. Oluşabilecek enfeksiyonları en aza indirgeme ve güneşten koruma özellikleri de bulunuyor.

Hamilelik ve Solaryum

05 Şub 2009

Hamilelik ve Solaryum – Solaryum

Hamile kadınların cildi daha hassastır ve güneş yanığına karşı daha korumasızdır. Hamilelik sırasında pigment yapıcı melanositleri uyaran hormon düzeyleri yükselir. Bu durum hamile kadını aşırı pigmentasyona karşı duyarlı hale getirir. Eğer yüzünüzde hamilelik maskesi oluşmuşsa yani düzensiz ve koyu renk değişiklikleri varsa, ultra viyole ışınlarına karşı aşırı duyarlısınız demektir.

Bu durumda cildiniz güneş ışınlarına her zamankinden daha fazla ve daha şiddetli cevap verecektir. Bununla birlikte güneş altında uzun süre geçirmeniz hem vücut sıcaklığınızın aşırı artmasına hem de vücudunuzdaki suyun azalmasına neden olabilir. Her iki durum da hamileliğiniz açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı hamileyken uzun süre güneş altında kalmanız önerilmez.

Yapay ultra viyole ışınları yani solaryumun gelişmekte olan bebek üzerindeki etkilerini inceleyen yeterli sayıda araştırma ne yazık ki mevcut değildir. Kısıtlı sayıda bazı araştırmalar bu tür uygulamaların folik asit eksikliğine neden olabileceğini düşündürmektedir. Bunun nedeni güçlü ve uzun süre maruz kalınan ultra viyole ışınlarının vücuttaki folik asidi parçalayarak etkin bir şekilde kullanımını engellemesidir. Kısaca, hamilelikte solaryum konusunda net bir cevap yoktur, bu nedenle en doğrusu 9 ay beklemek veya doktorunuza ciddi olarak bu konuyu danışmaktır.

Cilt Yenileme ( Cilt Gençleştirme )

04 Şub 2009

Cilt Yenileme ( Cilt Gençleştirme ) – Cilt Bakımı

Sivilce , Yara izi, cilt lekeleri, damar çatlamaları ve çil lekesi bu yöntemle giderilebilmektedir.

Cilt Yenileme ( Cilt Gençleştirme ) Zaman geçtikçe cildimizde değişiklikler olması kaçınılmazdır. Çeşitli lekeler, kırışıklıklar, ciltte kuruma ve incelmeler, yumuşaklığın kaybı en sık karşılaşılan sorunlardır. Bugün için deri yaşlanmasının tedavisinde, en güvenli ve etkili yöntem yoğun atımlı ışık (IPL) tedavileridir. Deri yüzeyinden gönderilen ışık demetleri bozuk kollajeni yoketmekte ve yeni taze kollajen oluşumunu başlatmaktadır. Sonuçta düzensiz leke ve damarları  ortadan kalkar,  düzgün, yumuşak ve pürüzsüz bir cilt ortaya çıkar.

Bu yöntem etkisi nedeniyle “Güzellik Işığı” olarak tanımlanmaktadır. Yoğun ışık yöntemi cilt gençleştirme alanında bir devrim yaratmıştır. Deriyi zedelemeden derinlemesine ve doğal bir gençleştirme sağlamaktadır. Bu nedenle yoğun ışık, cilt gençleştirmede altın standart olarak kabul edilmektedir. Güneşe bağlı çillenmeler, sivilce izleri, cilt lekeleri, damar çatlamaları ve yara izleri bu yöntemle giderilebilmektedir.

İşlem sonrası herhangi bir iz kalmadığı için hasta hemen  işine dönebilmektedir. Amerika”da öğle tatilinde sık  yapılan bir işlem olduğu için öğle tatilinde estetik işlemi olarak tanınmaktadır. İşlem, yüz dışında el, boyun ve göğüs bölgesine de uygulanabilmektedir. İşlem 4-6 seanstır. Seans aralıkları 3 haftadır. Seanslar ortalam 20 dakika sürer.

Hamilelikte Cilt Bakımı

04 Şub 2009

Hamilelikte Cilt Bakımı – Cilt Bakımı

Hamilelik her yönüyle dikkat ve bakım isteyen bir süreç. Sağlıklı bir bebek sahibi olmanın yanında, annenin de kendine özen göstermesi arzulanan ve gözardı edilmemesi gereken bir nokta. Hamilelikt e ve sonrasında anneleri en fazla üzen konuların başında ise fazla kilolar ve cilt problemleri (çatlaklar) geliyor.

Hamilelik sırasında vücudun her geçen gün genişlemesiyle birlikte gerginliğini kaybeden ciltte kuruma, elastikiyetin kaybolması ve hassasiyet görülür. Özellikle göğüsler, karın ve baldırlar en fazla etkilenenlerdir.

Doğumdan sonra vücudun deforme olmaması için hamilelik sırasında çok uzun süren ve çok sıcak banyolardan kaçınmak gerekiyor. Eğer bundan vazgeçemiyorsanız, hiç olmazsa çıkmadan önce ılık bir duş alıp bebeği rahatlatın. Aslında yalnızca ılık bir duş en uygunudur.

Duş sırasında cildi fazla gerip parlatmamaya çalışarak, hafif yağlı bir sabun ve on beş günde bir gomaj”la (gomaj, vücut için bir tür keseleme görevini yerine getiren bir kremdir; bu kremi vücuda uyguladıktan sonra masajla oğuşturarak, eski, ölü hücrelerin atılması sağlanır) cildi yumuşatmak gerekir. Arada bir yapılacak hafif kese, kan dolaşımını arttırır. Daha sonra kol ve bacaklara vücut sütü de tatbik ettiğinizde günlük vücut bakımınız bitmiş demektir.

Çatlaklara Karşı Uygulanacak Strateji
Çatlaklar alt derinin elastikiyetini ve hormonal dengesini kaybetmesiyle oluşur. Fakat gerçekte henüz hiç kimse çatlak olgusunun gerçek sebebini ve bazı kişilerde niçin oluşmadığını bilmemektedir. İşin ilginç yönlerinden biri de eğer sık hamilelik söz konusu değilse, çatlakların 25 yaşından genç olanlarda daha sık rastlanmasıdır. Ani ve çok kilo almalar, durumu daha da kötüleştirebilir.

Çatlaklara esmer ve kumrallarda daha az rastlanır. Önce kırmızı, daha sonra sedefimsi bir cilt altı yarası oluşumu ile belirginleşen çatlakların özellikle oluştuğu yerler göğüsler, karın bölgesi ve kalçalardır. Çatlakların her ne kadar daha ziyade hamileliğin son üç ayında oluştuğu söylense de, bu ancak kann bölgesi için geçerli olup, ilk haftalardan itibaren büyümeye başlayan göğüsler için değildir.

Tabii ki tüm bunlara karşı önlemler de yok değildir. Mücadeleye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınır. Hamileliğin ilk aylarından itibaren söz konusu vücut bölgelerine çatlak kremlerini tatbik etmeye başlayın. İyice nüfuz ettirecek kadar vakit ayırın ve bunu doğuma kadar sürdürün. Bir tek gün bile atlamayın. Kremden tasarruf etmeyin. Alt deri lifleri ne kadar yumuşak olursa, o kadar kırılgan olurlar.

Bu yüzden fazla ve çabuk kilo almamaya çalışın. Şansınızı daha da arttırmak için üçüncü aydan itibaren, her altı haftada bir vücut masajı yaptırın. Bu hücrelerin daha iyi beslenmesini sağlayıp artıkların atılmasını kolaylaştıracaktır. Yalnız dikkat! Masaj mutlaka elle yapılmalıdır.

Göğüsler
Hormonal etki altında çok hızlı büyüyen göğüslere, biraz can yaksa bile özel göğüs toniği ile hafifçe masaj yapılmalıdır. Toniği genişçe boyun ve omuzlara kadar tatbik edin. Çünkü göğüslerin etrafinı da kuvvetlendirmek gerekir. Daha sonra, dairesel hareketlerle çatlak kremini göğüs başlarına gelmeyecek şekilde uygulayın.

Sıkı olmayan fakat sağlam sütyenleri tercih etmelisiniz. Eğer göğüsleriniz fazla büyürse, sütyeni gece de takmaya devam edin. Ancak göğüslerin büyümesi düzenli olmadığı için önceden sütyen almayın. Bebeği emzirmeyi düşünüyorsanız, son ayda önden fermuarlı veya çıtçıtlı bir sütyen alın.

Hamilelik döneminde cilt çok hassastır. Dolayısıyla tahrişlerden kaçınırı. Doğumdan sonra şişkinliği inmiş olan karın bölgesi, inceltici ve kuvvetlendirici etkilere sahip kremlerle beslenmelidir. Bu, söz konusu bölgeyi daha kısa zamanda kendine getirecektir. Eğer bebeğinizi emziriyorsanız aynı bakımı göğüslerinize de göstermelisiniz. Çünkü göğüsler emzirme sırasında süt gelirken devamlı büyür ve küçülürler.