Posts Tagged ‘ultraviyole ışınları’

Bronz bir Tene Sahip Olmak için Solaryum

05 Şub 2009

Bronz bir Tene Sahip Olmak için Solaryum – Solaryum

Yaz mevsimine beyaz tenle başlamak istemiyorsanız, alternatiflerinizden birisi de solaryum salonlarıdır. Bilim adamların ın güneş ışınlarındaki fazla miktardaki UV”den (ultraviyole ışınları) korunmanın önemini vurgululuyorlar. Güneş yağları, güneşten gelen zararlı UV ışınlarını süzüyor ve cildinizi bronzlaştıracak miktarda ışını geçiriyorlar. Bilim adamları ve kozmetik ile uğraşanlar, zararlı miktarların çok altındaki UV ışın üreten “yapay bronzlaştırıcı” solaryum makinelerini ürettiler. Solaryumlar, her mevsim bronz bir tene sahip olmak için gereken UV”yi sağlıyor. Solaryumlara olan talep de her geçen gün biraz daha artıyor.

Solaryumun iki temel parçası vardır. Enerji sağlayan ünite ve ışınları üreten lambalar. Ultraviyole hakkında bilgi sayfalarımızda var. UV A ve UV B bronzlaşmada en çok rol oynayan ışınlar. UV A daha az enerjili olduğunda özellikle lamba ve reflektör olarak bulunuyor ve yüze uygulamada kullanılıyor. UV B lambaları ise UV A lambaları ile birlikte solaryum yatakları veya kabinlerinde uygulanmakta.

UV ışınları vücutta D vitamini yapımını sağlayan kaynaktır. Vücuda kalsiyumun emilmesi ve kemik erimesini önlemede büyük rol oynar. Doktorlar, solaryumun güneşin zararlı etkilerini içermediği görüşünde birleşiyorlar. İnsanlar, solaryum sonrasında kendilerini daha güzel ve bakımlı hissediyorlar. Bu da menapoza ve antopoza girenlerin, kendilerini daha sağlıklı hissetmelerine neden olarak, cinsel yaşamlarına da yansıyor.

Özellikle, kadınların bugüne kadar güneş ışınları ile elde ettiği bronzluk; artık solaryum sayesinde daha sağlıklı yollardan vücudumuzu yıl boyunca kaplıyor. Solaryuma her girişte, ne kadar kalınacağı ve hangi sıklıklar ile girileceği uzmanlarca belirlenir. Bu belirlemede cilt rengi ve diğer bazı faktörler rol oynar. Eğer belli programların dışına çıkılırsa ciddi zararlara neden olur (ciltte lekeler ve cilt kanseri). Ortalama, yılda 10-20 seans normal kabul edilmektedir.

Bir tür UV lambası yenidoğan bebeklerdeki sarılık tedavisinde de kullanılmaktadır. Solaryumda dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var, makyajla solaryuma girilirse alerjiye neden olabiliyor. Doktorlar, özellikle ilk üç seansın önemli olduğunu, kişinin güneşe olan alerjisinin ölçülmesi gerektiğini vurguluyorlar. Her seans sonrası solaryum yatakları veya kabinleri dezenfekte edilmelidir. Mantar enfeksiyonlarını, özellikle bu yolla bulaşabilir.

Hamilelik ve Solaryum

05 Şub 2009

Hamilelik ve Solaryum – Solaryum

Hamile kadınların cildi daha hassastır ve güneş yanığına karşı daha korumasızdır. Hamilelik sırasında pigment yapıcı melanositleri uyaran hormon düzeyleri yükselir. Bu durum hamile kadını aşırı pigmentasyona karşı duyarlı hale getirir. Eğer yüzünüzde hamilelik maskesi oluşmuşsa yani düzensiz ve koyu renk değişiklikleri varsa, ultra viyole ışınlarına karşı aşırı duyarlısınız demektir.

Bu durumda cildiniz güneş ışınlarına her zamankinden daha fazla ve daha şiddetli cevap verecektir. Bununla birlikte güneş altında uzun süre geçirmeniz hem vücut sıcaklığınızın aşırı artmasına hem de vücudunuzdaki suyun azalmasına neden olabilir. Her iki durum da hamileliğiniz açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı hamileyken uzun süre güneş altında kalmanız önerilmez.

Yapay ultra viyole ışınları yani solaryumun gelişmekte olan bebek üzerindeki etkilerini inceleyen yeterli sayıda araştırma ne yazık ki mevcut değildir. Kısıtlı sayıda bazı araştırmalar bu tür uygulamaların folik asit eksikliğine neden olabileceğini düşündürmektedir. Bunun nedeni güçlü ve uzun süre maruz kalınan ultra viyole ışınlarının vücuttaki folik asidi parçalayarak etkin bir şekilde kullanımını engellemesidir. Kısaca, hamilelikte solaryum konusunda net bir cevap yoktur, bu nedenle en doğrusu 9 ay beklemek veya doktorunuza ciddi olarak bu konuyu danışmaktır.

Solaryum Nedir ?

03 Şub 2009

Solaryum Nedir ?

Solaryum makineleri , güneş ışığının insanlar üzerindeki , sağlığı teşvik eden etkilerini kullanılabilir hale getirmek amacı ile üretilmişlerdir. Güneş ışınları , görünebilen orta dalga boyundaki gün ışığı , görünmeyen enfaruj ve ultraviyole ışınlarının bileşiminden oluşmaktadır.

Ultraviyole ışınlar üçe ayrılmaktadır.

UV-A , UV-B ve UV-C . İnsan için zararlı olan UV-C ışınları ozon tabakası tarafından filtre edilmektedir.
UV-A ve UV-B ışınlarının etkileri de birbirinden farklıdır. UV-B ışınları
UV-A ışınlarından 1000 kat güçlü , yakıcı , agresif ışınlardır. UV-A ışınları ise pigmentlerin renk değiştirmesini sağlamaktadır.
Deri üç tabakadan oluşmaktadır. İlk önce üst deri tabakasına gelen UV ışınları bronzlaşma mekanizmalarını harekete geçirmektedir. Bunlar bronzlaşma ve yeni pigment oluşumunu sağlayan mekanizmalardır.

UV-A ışınları cildin koruma mekanizmasını harekete geçirerek pigmentlerin renk değiştirmesini ve dolayısıyla bronzlaşmayı sağlamaktadır.
UV-B ışınları çok az miktarda uygulandığı takdirde yeni pigment oluşumunu ve üst derinin kalınlaşmasını sağlamaktadır. Bu yeni pigmentler derinin üst tabakasına doğru ilerlerken UV-A ışınları ile karşılaştıkları takdirde , daha kalıcı ve derin bir bronzluk oluşur.
İşte solaryum da aynı biyolojik mekanizmayı harekete geçirmektedir. Solaryumla bronzlaşma güneş ile aynı efektlere sahiptir. Tek fark solaryum da ışınların optimal fayda sağlayacak şekilde kombine ve filtre edilmiş olmasıdır.